Sinan
New member
Bir Hikâyeyle Başlayayım Forumdaşlar...
Selam dostlar… Bugün biraz içimden geldiği gibi, yüreğimden taşan bir hikâyeyle geldim. Hani bazen bir haber, bir sayı, bir açıklama gelir de o kuru rakamların ardında milyonların hikâyesi gizlidir ya… İşte 2024 EKPSS’de kaç kişinin alınacağına dair o sorunun ardında da böyle bir hikâye var. Hepimiz biliyoruz ki o sayı, sadece bir “kontenjan” değil; umutla çarpan kalplerin, sabırla bekleyen yüreklerin sesi aslında.
O yüzden bugün size bir istatistikten değil, o istatistiğin içinde kaynayan bir hayattan bahsedeceğim.
---
Bir Akşamüstü, Ekranın Karşısında
Ali, her zamanki gibi odasının köşesindeki küçük masasında oturuyordu. Parmak uçlarıyla bilgisayar klavyesine tıklarken kalbi hızlı atıyordu. EKPSS’ye girmişti, sınavdan sonra aylar geçmiş, şimdi herkesin beklediği gün gelmişti. “2024 EKPSS’ye kaç kişi alınacak?” sorusu internette yankılanıyordu.
Ali’nin yanında kız kardeşi Zeynep vardı. O, Ali’ye göre daha duygusal, daha sezgisel biriydi. Abisinin sessizliğini anlar, konuşmasa da gözlerinden okurdu. Ali, rakamlara, listelere, analizlere gömülmüşken Zeynep, yüreğiyle bekliyordu.
Zeynep sordu:
— Abi, ne kadar alım olur sence?
Ali derin bir nefes aldı.
— Bilmiyorum Zeynep. Geçen yıl 2.323 kişi alındı. Bu yıl artar mı, azalır mı kimse net bilmiyor. Ama elimden geleni yaptım, gerisi nasip.
O an Zeynep’in gözleri doldu. “Elimden geleni yaptım” derken Ali’nin sesindeki yorgun gururu hissetmişti. Bu cümle, sadece sınavla değil, hayatla mücadele eden bir insanın sessiz çığlığıydı.
---
Bir Stratejistin Umudu
Ali, her zaman çözüm odaklı biriydi. “Eğer sistem buysa, ben bu sistemi anlayıp kendi lehime çevirmeliyim,” derdi. EKPSS’ye hazırlanırken Excel tabloları oluşturmuş, çıkmış soruların eğilimlerini analiz etmişti. Günlük çalışma planını milimetrik hesaplarla düzenlerdi.
Ama içten içe biliyordu ki, her stratejinin bir sınırı vardı. Hayat bazen planı değil, kalbi sınardı. “Kaç kişi alınacak?” sorusu onun için artık sadece bir sayı değil, yılların emeğine verilecek bir karşılıktı.
O sayı, onun “Ben de yapabildim.” deme hakkıydı.
---
Bir Kalbin Duygusu
Zeynep ise farklıydı. O, forumlarda sürekli yazan, insanlara moral veren, dualarını paylaşan biriydi. “Allah hepimizin yolunu açık etsin” cümlesi onun imzası gibiydi. EKPSS haberlerini okurken her ismin ardında bir yüz, bir hikâye görürdü.
Bir gün foruma şöyle yazdı:
> “Arkadaşlar, kaç kişi alınacağı elbette önemli ama asıl mesele, bu süreçte birbirimizi nasıl ayakta tuttuğumuz. Her paylaşım, bir yüreğe umut oluyor. Bazen bir yorum bile insanın gününü değiştiriyor.”
Altına yüzlerce yorum geldi.
“Zeynep senin gibi birinin olması ne güzel.”
“Ben de senin yazını okuduktan sonra umudumu kaybetmemeye karar verdim.”
O anda Zeynep anladı ki, kadınlar bazen sistemle değil, insanın iç sesiyle savaşır. Empati, onun stratejisiydi.
---
Bekleyişin Sessizliği
Aylardan Nisan olmuştu. Sonunda duyuru geldi. Rakam: 2.831 kişi alınacaktı.
Ali’nin gözleri ekranda dondu kaldı. Bir an nefesini tuttu, sonra yavaşça arkasına yaslandı.
— Artmış, dedi kendi kendine.
Zeynep hemen yanına geldi, gözleri umutla doluydu.
— Demek ki bu yıl bizim yılım olabilir, ha abi?
Ali gülümsedi, ama o gülümseme içinde koca bir hayat vardı. “Olabilir” kelimesi, belki de aylarca kurduğu cümlelerin en gerçek olanıydı.
---
Forumda Bir Başlık: ‘2024 EKPSS’ye Kaç Kişi Alınacak?’
Zeynep, hemen o akşam foruma girdi. O başlık çoktan açılmıştı. Onlarca sayfa dolusu yorum… Kimi umutluydu, kimi kırgın, kimi sessiz ama hepsi aynı şeyin peşindeydi: bir parça adalet, biraz umut.
O da yazdı:
> “Ali’nin adına yazıyorum, hepimizin adına aslında. Bu rakamlar sadece tablo değil, biziz. Her birimiz o sayının içinde bir hayatız. Kimimiz bastonla, kimimiz tekerlekli sandalyeyle, kimimiz içimizdeki engellerle yürüyoruz. Ama yürüyoruz. Ve şunu bilin forumdaşlar; kimse bu sınavda tek başına değil.”
Altında yüzlerce kalp, dua, gözyaşı emojisi…
Bir kullanıcı şöyle yazdı:
> “Zeynep, yazdığın satırlarda kendimi gördüm. Senin abine, hepimize nasip olsun.”
---
Rakamların Ötesinde
O gece Ali, bilgisayarını kapatmadan önce uzun süre ekrana baktı.
“2.831 kişi…” diye mırıldandı.
Bu sayı, kimileri için küçük, kimileri için büyük gelebilirdi ama onun için bu, umutla sabrın kesiştiği noktayı temsil ediyordu.
Zeynep kapıdan seslendi:
— Hadi abi, çay koydum. Forumda senin hakkında çok güzel şeyler yazmışlar.
Ali hafifçe gülümsedi.
— Yazsınlar Zeynep. Çünkü bu hikâye sadece benim değil, hepimizin hikâyesi.
---
Son Söz Forumdaşlara
Evet dostlar, bu hikâye bir kardeşin duası, bir adamın emeği, bir toplumun vicdanı. 2024 EKPSS’ye kaç kişi alınacağı açıklandı belki, ama alınan her kişi, aslında binlerce kalbin umudunu taşıyor.
Belki bu yıl sıra bize gelir, belki seneye… Ama şunu unutmayın: bir sınav sonucu, insanın değerini ölçemez. O sadece bir sayfa, asıl hikâye ise hâlâ yazılmaya devam ediyor.
> “Rakamlar geçer, umut kalır.”
Ve belki bir gün, hepimiz aynı forum başlığında şu cümleyi yazarız:
“Kazandık dostlar, hem sınavı hem hayatı.”
Selam dostlar… Bugün biraz içimden geldiği gibi, yüreğimden taşan bir hikâyeyle geldim. Hani bazen bir haber, bir sayı, bir açıklama gelir de o kuru rakamların ardında milyonların hikâyesi gizlidir ya… İşte 2024 EKPSS’de kaç kişinin alınacağına dair o sorunun ardında da böyle bir hikâye var. Hepimiz biliyoruz ki o sayı, sadece bir “kontenjan” değil; umutla çarpan kalplerin, sabırla bekleyen yüreklerin sesi aslında.
O yüzden bugün size bir istatistikten değil, o istatistiğin içinde kaynayan bir hayattan bahsedeceğim.
---
Bir Akşamüstü, Ekranın Karşısında
Ali, her zamanki gibi odasının köşesindeki küçük masasında oturuyordu. Parmak uçlarıyla bilgisayar klavyesine tıklarken kalbi hızlı atıyordu. EKPSS’ye girmişti, sınavdan sonra aylar geçmiş, şimdi herkesin beklediği gün gelmişti. “2024 EKPSS’ye kaç kişi alınacak?” sorusu internette yankılanıyordu.
Ali’nin yanında kız kardeşi Zeynep vardı. O, Ali’ye göre daha duygusal, daha sezgisel biriydi. Abisinin sessizliğini anlar, konuşmasa da gözlerinden okurdu. Ali, rakamlara, listelere, analizlere gömülmüşken Zeynep, yüreğiyle bekliyordu.
Zeynep sordu:
— Abi, ne kadar alım olur sence?
Ali derin bir nefes aldı.
— Bilmiyorum Zeynep. Geçen yıl 2.323 kişi alındı. Bu yıl artar mı, azalır mı kimse net bilmiyor. Ama elimden geleni yaptım, gerisi nasip.
O an Zeynep’in gözleri doldu. “Elimden geleni yaptım” derken Ali’nin sesindeki yorgun gururu hissetmişti. Bu cümle, sadece sınavla değil, hayatla mücadele eden bir insanın sessiz çığlığıydı.
---
Bir Stratejistin Umudu
Ali, her zaman çözüm odaklı biriydi. “Eğer sistem buysa, ben bu sistemi anlayıp kendi lehime çevirmeliyim,” derdi. EKPSS’ye hazırlanırken Excel tabloları oluşturmuş, çıkmış soruların eğilimlerini analiz etmişti. Günlük çalışma planını milimetrik hesaplarla düzenlerdi.
Ama içten içe biliyordu ki, her stratejinin bir sınırı vardı. Hayat bazen planı değil, kalbi sınardı. “Kaç kişi alınacak?” sorusu onun için artık sadece bir sayı değil, yılların emeğine verilecek bir karşılıktı.
O sayı, onun “Ben de yapabildim.” deme hakkıydı.
---
Bir Kalbin Duygusu
Zeynep ise farklıydı. O, forumlarda sürekli yazan, insanlara moral veren, dualarını paylaşan biriydi. “Allah hepimizin yolunu açık etsin” cümlesi onun imzası gibiydi. EKPSS haberlerini okurken her ismin ardında bir yüz, bir hikâye görürdü.
Bir gün foruma şöyle yazdı:
> “Arkadaşlar, kaç kişi alınacağı elbette önemli ama asıl mesele, bu süreçte birbirimizi nasıl ayakta tuttuğumuz. Her paylaşım, bir yüreğe umut oluyor. Bazen bir yorum bile insanın gününü değiştiriyor.”
Altına yüzlerce yorum geldi.
“Zeynep senin gibi birinin olması ne güzel.”
“Ben de senin yazını okuduktan sonra umudumu kaybetmemeye karar verdim.”
O anda Zeynep anladı ki, kadınlar bazen sistemle değil, insanın iç sesiyle savaşır. Empati, onun stratejisiydi.
---
Bekleyişin Sessizliği
Aylardan Nisan olmuştu. Sonunda duyuru geldi. Rakam: 2.831 kişi alınacaktı.
Ali’nin gözleri ekranda dondu kaldı. Bir an nefesini tuttu, sonra yavaşça arkasına yaslandı.
— Artmış, dedi kendi kendine.
Zeynep hemen yanına geldi, gözleri umutla doluydu.
— Demek ki bu yıl bizim yılım olabilir, ha abi?
Ali gülümsedi, ama o gülümseme içinde koca bir hayat vardı. “Olabilir” kelimesi, belki de aylarca kurduğu cümlelerin en gerçek olanıydı.
---
Forumda Bir Başlık: ‘2024 EKPSS’ye Kaç Kişi Alınacak?’
Zeynep, hemen o akşam foruma girdi. O başlık çoktan açılmıştı. Onlarca sayfa dolusu yorum… Kimi umutluydu, kimi kırgın, kimi sessiz ama hepsi aynı şeyin peşindeydi: bir parça adalet, biraz umut.
O da yazdı:
> “Ali’nin adına yazıyorum, hepimizin adına aslında. Bu rakamlar sadece tablo değil, biziz. Her birimiz o sayının içinde bir hayatız. Kimimiz bastonla, kimimiz tekerlekli sandalyeyle, kimimiz içimizdeki engellerle yürüyoruz. Ama yürüyoruz. Ve şunu bilin forumdaşlar; kimse bu sınavda tek başına değil.”
Altında yüzlerce kalp, dua, gözyaşı emojisi…
Bir kullanıcı şöyle yazdı:
> “Zeynep, yazdığın satırlarda kendimi gördüm. Senin abine, hepimize nasip olsun.”
---
Rakamların Ötesinde
O gece Ali, bilgisayarını kapatmadan önce uzun süre ekrana baktı.
“2.831 kişi…” diye mırıldandı.
Bu sayı, kimileri için küçük, kimileri için büyük gelebilirdi ama onun için bu, umutla sabrın kesiştiği noktayı temsil ediyordu.
Zeynep kapıdan seslendi:
— Hadi abi, çay koydum. Forumda senin hakkında çok güzel şeyler yazmışlar.
Ali hafifçe gülümsedi.
— Yazsınlar Zeynep. Çünkü bu hikâye sadece benim değil, hepimizin hikâyesi.
---
Son Söz Forumdaşlara
Evet dostlar, bu hikâye bir kardeşin duası, bir adamın emeği, bir toplumun vicdanı. 2024 EKPSS’ye kaç kişi alınacağı açıklandı belki, ama alınan her kişi, aslında binlerce kalbin umudunu taşıyor.
Belki bu yıl sıra bize gelir, belki seneye… Ama şunu unutmayın: bir sınav sonucu, insanın değerini ölçemez. O sadece bir sayfa, asıl hikâye ise hâlâ yazılmaya devam ediyor.
> “Rakamlar geçer, umut kalır.”
Ve belki bir gün, hepimiz aynı forum başlığında şu cümleyi yazarız:
“Kazandık dostlar, hem sınavı hem hayatı.”