Herhangi bir işte ehil olan kimse nedir ?

Seringul

Global Mod
Global Mod
Hikayemi Paylaşıyorum: Herhangi Bir İşte Ehil Olmak Nedir?

Merhaba Sevgili Forumdaşlar,

Bugün sizinle çok özel bir hikaye paylaşmak istiyorum. Bu, aslında çok basit gibi görünen ama derin bir anlam taşıyan bir soru üzerine gelişen bir deneyimim: Herhangi bir işte ehil olmak ne demek? Şimdi, biraz daha kişisel bir bakış açısı sunmak istiyorum. Bu hikaye, hayatın aslında ne kadar ince bir çizgiye bağlı olduğunu, "ehil" olmanın sadece teknik bir bilgi ya da beceri olmadığını gösteriyor. Umarım hikayemi okurken, siz de kendi yaşantınızdan bir şeyler bulursunuz.

Şimdi, başlıyorum.

Bir Adam ve Bir Kadın: Farklı Dünyaların Ehil Olma Yolları

Bir zamanlar, küçük bir kasabada iki eski dost vardı: Ahmet ve Zeynep. Ahmet, kasabada her şeyin çözümünü en hızlı şekilde bulan adam olarak tanınırdı. Zeynep ise kasabanın kalbine dokunan, insanları dinlemeyi seven, her problemin bir insan hikâyesi olduğunu anlatan kadındı. Ahmet, bir sorun ortaya çıktığında hemen çözüm üretirdi; Zeynep ise bir sorunun çözümüne giden yolda insanları anlamayı, onların duygusal ihtiyaçlarına hitap etmeyi ön planda tutardı.

Ahmet, çoğu zaman Zeynep’in yaklaşımını "gereksiz" bulurdu. "Çözüm odaklı olmalısın," derdi. "Duygulara ne gerek var? Sorunları çözmek için mantıklı adımlar atmalısın." Zeynep ise bir adım geri çekilip, Ahmet’in hızla bir çözüm önerisini ortaya koymasına rağmen, insanların bu çözümle nasıl hissedeceklerini düşünürdü. "Evet, belki çözüme ulaşmak önemli ama, peki ya o çözüm insanların ruhunu iyileştiriyor mu?" diye sorardı.

Bir gün, kasabada büyük bir kriz patlak verdi. Kasaba meydanındaki eski taş köprü, yılların yıpranmasıyla iyice sallanmaya başlamıştı. Ahmet hemen harekete geçti. Bir mühendis çağırıp, köprüyü hızlıca onaracak bir plan yapması gerektiğini düşündü. Zeynep ise başka bir yol izledi. Köprünün tarihini ve kasaba halkının ona olan sevgisini hatırlayarak, köprünün sadece bir yapıdan daha fazlası olduğunu anlatmaya çalıştı. "Evet, köprüyü onarmalıyız," dedi, "ama insanlara, kasabanın ruhunu, geçmişini de yeniden hatırlatmalıyız."

Kriz Anı: Kaderin Testi

O gün, Ahmet ve Zeynep’in yolları kesişti. Ahmet’in planı hızla hayata geçmek üzereydi; Zeynep ise, köprünün etrafında kasaba halkıyla konuşarak onların endişelerini dinliyordu. Kasaba halkı, köprünün onarımından önce kasabanın geçmişinin, geçmişteki ilişkilerin onarılması gerektiğini söylüyordu. Ahmet buna inanmıyordu. Zeynep ise, insanların hislerini ön planda tutarak, onlara zaman tanımak gerektiğini savunuyordu.

Bir akşam, Ahmet köprünün onarımına başlamak üzereydi. Ancak, o an bir şey fark etti. Zeynep, bir çocuğa eski köprünün hikayesini anlatıyordu. Çocuk, annesine dönüp "Beni hep o köprüye götür, hep orada birlikte oynarız," diyordu. O an Ahmet, Zeynep’in yaklaşımını anladı. Bir yapı, bir nesne sadece fiziksel bir şey değilmiş. İnsanların kalbinde bir anlam taşıyor, bir bağ kuruyormuş.

Ahmet, aslında "ehil olmak" dediğimiz şeyin sadece teknik bilgi değil, insanları anlamak, onların ihtiyaçlarına hitap etmek olduğunu fark etti. O an, sadece işi çözmenin yeterli olmadığını, bazen bir işin insanların kalbini iyileştirmesi gerektiğini anladı.

Ehil Olmanın Gerçek Anlamı: Sadece Yapmak Değil, Hissederek Yapmak

Ahmet ve Zeynep, köprünün restorasyonunda birbirlerinin yeteneklerini birleştirdiler. Ahmet, köprünün yapısal onarımını yaparken, Zeynep kasaba halkıyla konuşup onların endişelerini dinleyerek, onlara köprünün nasıl daha anlamlı hale geleceğini anlatıyordu. Bu süreçte, her biri diğerinin bakış açısını benimsedi ve birlikte daha güçlü bir sonuç ortaya koydular. Kasaba halkı, sadece fiziksel olarak sağlamlaşmış bir köprü değil, aynı zamanda geçmişin değerlerini, insanların duygusal bağlarını hatırlayacak bir eser kazandılar.

Bu hikaye bana şunu öğretti: Herhangi bir işte ehil olmak demek, sadece bir konuda uzmanlaşmak demek değildir. Gerçek ehillik, yaptığımız işi insan odaklı bir yaklaşımla yapabilmektir. Hem stratejik hem de empatik bir yaklaşım benimsemek, işin her yönünü kavrayabilmek ve insana dokunabilmektir. Sadece sorunu çözmek değil, çözüme giden yolun insanlara nasıl etki ettiğini de göz önünde bulundurmaktır.

Siz de Hangi Tarafı Benimsemişsiniz?

Sevgili forumdaşlar, sizce herhangi bir işte gerçekten ehil olmak nedir? İşin sadece fiziksel veya teknik yönü mü yoksa insanlara dokunan, onların ruhlarına hitap eden bir yönü de olmalı mı? Erkeklerin çoğu çözüm odaklı yaklaşırken, kadınlar daha çok duygusal ve insan odaklı yaklaşımlar gösteriyor. Sizin deneyimlerinizde bu iki yaklaşım birbirini nasıl tamamlıyor? Hayatınızda "ehil" olmak nasıl bir şey?

Lütfen yorumlarda düşüncelerinizi paylaşın, çünkü bu konuda farklı bakış açıları ve hikayelerle çok daha derin bir tartışma başlatabiliriz.
 
Üst