Rüyada insan kanı görmek ne anlama gelir ?

Kaan

New member
Rüyada İnsan Kanı Görmek: Kırmızıya Boyalı Bir Gece ve İçimizdeki Sessiz Çığlık

Merhaba forumdaşlar,

Bu gece uykumdan öyle bir rüya ile uyandım ki, hâlâ kalbimin atışı kulaklarımda yankılanıyor. Sabahın ilk ışıkları perde arasından sızarken, elim titreyerek klavyeye uzandım. Çünkü bu rüya, sadece bir düş değil, içimdeki bir şeyin yankısıydı. Belki de sizlerle paylaşmazsam boğazımda düğümlenip kalacaktı.

Rüyamda ellerim kana bulanmıştı. Ne bir yaradan ne de bir kavgadan... Sanki bir başkasının acısını taşır gibi, tanıdık ama açıklayamadığım bir kan. Uyandığımda bu görüntü gözlerimin önünden gitmiyordu. “Rüyada insan kanı görmek” ne demekti? Sadece bir bilinçaltı oyunu mu, yoksa kalbimin taşıyamadığı bir yükün sembolü mü?

1. Bölüm: Ali’nin Mantığı ve Elif’in Kalbi

Ali, 38 yaşında bir yazılımcıydı. Her şeye çözüm odaklı bakan, duygularını düzenli dosyalar gibi raflara kaldıran bir adam. Rüyalarla pek ilgilenmezdi. “Her şeyin mantıklı bir açıklaması vardır” derdi.

Elif ise onun tam zıttıydı. 34 yaşında bir psikolojik danışman. Her şeyin ardında bir duygu, bir bağ arardı. “Rüyalar kalbin dili, Ali. Akıl sustuğunda kalp konuşur,” derdi sık sık.

O gece Elif, gözleri dolu dolu Ali’ye dönüp dedi ki:

— Dün gece bir rüya gördüm. Ellerim kana bulanmıştı… İnsan kanıydı bu, ama kimin bilmiyorum. Uyandığımda sanki birine zarar vermişim gibi hissettim.

Ali, omuz silkti.

— Stresin yansımasıdır. Sen her şeyi fazlaca hissediyorsun, belki de bu kadar düşünmemelisin.

Elif sessizce gülümsedi.

— Belki de sen biraz daha hissetmelisin, Ali.

2. Bölüm: Kırmızı Gölün Ardındaki Gerçek

Elif’in rüyası o kadar etkileyiciydi ki, anlatırken Ali bile ürperdi. O gece Ali de bir rüya gördü. Bir gölün kenarında duruyordu; su kıpkırmızıydı. Elif uzakta, sırtını dönmüş ağlıyordu. Ali göle baktığında, kendi yansımasını değil, kanlar içindeki bir çocuğu gördü. Uyandığında ter içindeydi.

Sabah kahvaltısında Elif sessizdi, ama gözleri Ali’nin gözlerinde arıyordu bir anlam.

— Sen de gördün, değil mi? diye sordu titreyen bir sesle.

Ali başını kaldırmadı.

— Evet… ama anlatma, lütfen.

İlk kez Ali’nin gözlerinde o mantıklı duruş yerine bir korku, bir çaresizlik vardı. O an anladı ki, bazı şeylerin çözümü formüllerde değil, duyguların derinliğinde saklıydı.

3. Bölüm: Rüyanın Yükü

Rüyada insan kanı görmek, bazı inanışlara göre “gizlenmiş pişmanlıkların, içsel çatışmaların” sembolüydü. Elif bunu biliyordu. Ali’nin geçmişinde anlatmadığı bir sır olduğunu da hissediyordu.

Bir akşam, cesaretini toplayıp sordu:

— Ali… o göldeki çocuk… kimdi?

Ali’nin elleri titredi. Uzun bir sessizlik oldu.

— Kardeşimdi… Yıllar önce bir trafik kazasında ben direksiyondaydım. O zaman küçüktü. Hep kendimi affedemedim.

O an Elif’in gözlerinden yaşlar süzüldü. İşte rüyalar bazen sadece sembol değil, ruhun yıllardır susturduklarını anlatırdı. Ali’nin aklı susturmuştu ama kalbi sonunda konuşmuştu.

Elif’in gördüğü kan, Ali’nin içindeki suçluluğun yankısıydı.

Rüya, iki insanın kalbinin birbirine dokunduğu bir aynaya dönüşmüştü.

4. Bölüm: Kanın Temizlendiği Gün

Elif, o rüyadan sonra Ali’ye sadece bir sevgili değil, bir şifa oldu. Onu konuşturdu, affetmeyi öğretti. Bir akşam yine aynı gölü rüyasında gördü ama bu kez su berraktı. Ne kan vardı ne korku.

Sabah uyandığında Ali’ye sarıldı:

— Artık affettin, değil mi?

Ali’nin gözleri doldu.

— Hayır Elif, sen affettirdin.

Rüyada insan kanı görmek, bazen bir suçluluk, bazen bir sevginin ağır yükü, bazen de değişim çağrısıdır. Ali için bu rüya, geçmişin zincirlerini kıran bir uyanışa dönüşmüştü.

5. Bölüm: Forumdaşlara Bir Not

Bu hikâyeyi sizlerle paylaşmamın nedeni sadece bir rüya yorumundan ibaret değil. Hepimizin içinde kanayan bir yer var. Belki affetmediğimiz biri, belki kendimiziz. Rüyalar bazen o kanayan yerleri gösterir, ta ki iyileştirmeye hazır olana dek.

Belki siz de rüyanızda kan gördünüz, belki de kanayan bir kelimenin içinde kayboldunuz. Ama unutmayın, her rüya bir çağrıdır. Kalbimizin, fark etmemiz için bize gönderdiği sessiz bir mektup.

Rüyada insan kanı görmek korkutucu gibi gelir ama bazen en derin temizlenmenin, içsel bir arınmanın başlangıcıdır. Çünkü kan, yaşamın sembolüdür. Bazen geçmişten taşan acıyı, bazen sevgiyle yıkanan bir vicdanı temsil eder.

Son Söz: Kırmızıya Dokunan Kalpler

Rüya gören biziz ama rüya bazen bizi görür.

Ali ve Elif’in hikâyesi, iki farklı dünyanın —mantığın ve kalbin— aynı gölde buluştuğu bir masal gibiydi.

Belki de her birimiz kendi içimizdeki “kan gölünü” temizlemeye çalışıyoruz.

Belki de bu yüzden bu forumda, birbirimize anlattığımız her hikâye biraz da şifa oluyor.

Forumdaşlar, siz hiç böyle bir rüya gördünüz mü?

Rüyanızda akan kanın ardında hangi duyguyu hissettiniz?

Belki de bu gece, birimizin rüyasında bir diğerimizin sessiz duası yankılanacaktır...
 
Üst