Zilifta nedir ?

Irem

New member
Zilifta Nedir? Bir Hikâyenin Derin Sessizliği

Selam sevgili forumdaşlar,

Uzun zamandır içimde bir hikâye taşıyorum, paylaşmazsam boğulacak gibi hissediyorum. Belki siz de bazen öyle hissedersiniz; bir kelimeye takılır, anlamını ararken kendinizi bir duygunun içine düşmüş bulursunuz. İşte bugün, size “Zilifta”nın hikâyesini anlatmak istiyorum.

Zilifta… Belki duymadınız bu kelimeyi. Aslında bir kelimeden çok, bir hâlin adı. Zilifta, insanın kalbinde yankılanan o sessiz çığlık; hem kaybetmenin acısı hem de yeniden sevmeye cesaret edişin fısıltısı.

Bir Adam ve Bir Kadın: Aynı Duygunun İki Yüzü

Hikâyemizin iki kahramanı var: Deniz ve Elif.

Deniz, hayatta her şeyin bir çözümü olduğuna inanan, mantıkla örülmüş bir adamdı. Sorunları plan yaparak, strateji kurarak aşardı. Elif ise, kalbiyle konuşan bir kadındı. Onun için her şey duyguydu: bir bakış, bir dokunuş, bir sessizlik bile.

İkisi bir sonbahar akşamı tanıştılar. Rüzgâr hafifti, sokak lambaları turuncuya dönmüş, şehir yavaş yavaş geceye hazırlanıyordu. O an, biri dengeyi, diğeri duyguyu temsil eden iki dünya birbirine değdi.

Deniz, Elif’in içten gülüşüne bakarken “Bunun bir anlamı olmalı,” diye düşündü. Elif ise sadece hissetti; gözlerinde bir sıcaklık, kalbinde bir tanıdıklık… O an, Zilifta doğdu.

Zilifta’nın Anlamı: Bir Kalbin Sessiz Yankısı

Zilifta, aslında hiçbir sözlükte yazmaz. Elif’in dilinde doğan bir kelimeydi. Bir gün, tartışmalarının ardından sessizce otururken, gözlerinden süzülen yaşla söyledi:

“Biliyor musun Deniz, içimde bir zilifta var. Ne tam acı, ne tam umut… Sanki kalbimin ortasında bir perde var ve rüzgâr her estiğinde biraz daha yırtılıyor.”

Deniz, bu kelimeyi anlamaya çalıştı. Çözüm bulmak istedi; çünkü onun doğası buydu.

“Bunu nasıl düzeltiriz, Elif?” diye sordu.

Elif ise sadece gülümsedi: “Düzeltme Deniz, hisset.”

O an aralarındaki fark kristal kadar berraklaştı. Erkek çözüm arıyordu, kadın ise duygunun içinde kalmak istiyordu. Zilifta buydu işte: biri anlamaya çalışırken, diğeri sadece yaşamak istiyordu.

Mantığın Duvarı, Kalbin Yankısı

Deniz, Elif’in bu sözlerinden sonra günlerce düşündü. Onunla konuşmak, anlamak, çözüm bulmak istiyordu ama her defasında duvara çarpıyordu. O duvar, Elif’in kalbinin derinliğiydi.

Bir gün defterine şöyle yazdı:

> “Bir kadının sessizliği, bir erkeğin aklını paramparça eder. Çünkü o sessizlikte mantık yoktur, sadece his vardır. Ve his, aklın dilini bilmez.”

Elif ise kendi dünyasında başka bir not aldı:

> “Erkekler duyguları planlamak ister, oysa duygular plansız doğar. Zilifta, belki de bu yüzden içimizi yakar; çünkü onu tarif etmeye kalktığımız anda büyüsü bozulur.”

İkisi de birbirini seviyordu ama farklı dillerde konuşuyorlardı. Deniz’in dili çözümün, Elif’in dili empatiydi. Ve her aşk gibi, onların hikâyesi de bu iki dil arasında savruldu.

Bir Sessiz Veda

Bir kış gecesi, Elif gitmeye karar verdi. Ne bir tartışma vardı ne de bir sebep.

Sadece “Zilifta büyüdü,” dedi. “Artık kalbimde taşıyamayacak kadar ağır.”

Deniz hiçbir şey diyemedi. O an, planlar işe yaramadı, stratejiler anlamını yitirdi.

Sadece baktı. Çünkü bazen, bir şeyi düzeltmeye çalışmak onu daha da kırar.

Elif kapıdan çıkarken dönüp son kez baktı:

“Zilifta… Seninle başladım, seninle bitiriyorum.”

Ve gitti.

Zilifta Sonra Ne Oldu?

Aylar geçti. Deniz, her sabah kahvesini aynı pencerenin önünde içti. Artık o kelimeyi zihninde taşıyordu. Zilifta…

Bir gün anladı ki, bu kelime sadece bir acıyı değil, aynı zamanda fark edişi temsil ediyordu. Zilifta, insanın kendi kalbine dokunmasıydı.

O günden sonra Deniz, duyguları çözmeye değil, dinlemeye başladı.

Elif ise şehirden uzak bir yerde, rüzgârın sesinde kendi huzurunu buldu.

Ve her ikisi de farkında olmadan aynı duyguda birleşti: Zilifta.

Bir Forumdaşın Paylaşımı Olarak…

Bu hikâyeyi yazarken düşündüm: belki hepimizin içinde bir zilifta var.

Belki siz de birini anlamaya çalışırken yanlış kelimeler seçtiniz, ya da birinin sessizliğinde kayboldunuz.

Zilifta, bir duygunun adı olabilir ama aynı zamanda bir aynadır da. Kendimizi görürüz orada, eksiklerimizi, korkularımızı ve en çok da sevebilme hâlimizi.

Sevgili forumdaşlar,

Belki siz de bir “Zilifta” yaşadınız. Belki hâlâ içindesiniz.

Yorumlarınızı, hislerinizi, yaşadığınız o sessiz ama derin duyguları paylaşın. Çünkü bazen bir kelime, bir hikâyeyi değil, bir ruhu iyileştirir.

Ve Sonuçta…

Zilifta nedir diye soranlara artık tek bir cümleyle cevap verebilirim:

Zilifta, kalbin mantığa direnişidir.

O, bir kadınla bir erkeğin farklı dillerde “anlamaya” çalışmasının hikâyesidir.

Ve belki, hepimizin içinde yankılanan o sessiz, ama hiç sönmeyen duygunun adı.
 
Üst